Bu yazıda “Cumhuriyet nedir?”, “Yönetim biçimi ne demektir?”, “Devlet yönetimleri günlük hayatımızı nasıl etkiliyor?” gibi sorulara günlük hayattaki örnekler üzerinden yanıt veriyoruz.

Hiç merak ettiniz cumhuriyetin ne anlamı var?
“Cumhuriyet nedir?” başlıklı videomuzu buradan izleyebilirsiniz:
Cumhuriyet ne demektir?
Cumhuriyet: halkın egemenliği. Yöneticilerin halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle oy vererek seçildiği yönetim biçimi.

“İyi de, bırak oy verip yönetici seçmeyi, benim akşam ne yemek yiyeceğimi seçme hakkım bile yok. Devlet yönetiminin benimle ne ilgisi var?” diyebilirsiniz.
Yemekte ne varmış görmek için TIKLA AÇ:
- Yine mi sebze?!

Diyelim ki mahallenizde çok sevdiğiniz bir park var. Orada bulunan diğer çocuklarla birlikte oyun oynamak istiyorsunuz. Ancak kaynaklarınız, yani oynayacağınız alan ve oyuncakların sayısı sınırlı. Üstelik herkes kendi oyunu oynamak istiyor.

Ülkeleri de çok büyük bir oyun parkı gibi düşünebiliriz. Tabii bu da her kafadan ayrı sesin çıktığı milyonlarca çocuk demek! Parkınızı barış içinde kullanmak için gereken kuralları nasıl koyardınız? 🤔
Tarihte bu soruya nasıl yanıt verilmiş gelin bir bakalım.
Atatürk, genç Türkiye’nin cumhuriyet sistemini benimsemesi gerektiğini söylediğinde, bu öneriyi çılgınlık olarak görenler çoktu. Çünkü o dönemde dünyadaki çoğu halk monarşiyle yönetiliyordu.
Monarşi ne demektir?

O güne kadar birçok ülke yüzyıllar boyunca yönetim hakkının babadan oğula geçtiği sistemlerde, krallar, padişahlar tarafından yönetilmekteydi.
Bu da parktaki çocuklardan birinin, “Herkes sadece benim seçtiğim oyunları oynayabilir. Çünkü bu parkı benim büyük büyük büyük dedem kurdu!” demesi gibi bir şey. 😃

Elbette zamanla bir kişinin egemenliğinde yaşama fikrine karşı çıkanlar da oldu. Dünyadaki birkaç ülkede heyecan verici fikirler hayata geçiriliyordu. Demokrasi, bağımsızlık ve özgürlük konuşuluyordu!

Çocukluğundan beri özgürlüğüne ve bağımsızlığına çok önem veren Atatürk için genç Türkiye de sadece tam bağımsızlık ve özgürlük temelleri üzerine kurulmalıydı.

Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olmalıydı ve ona göre demokrasi en iyi cumhuriyet yönetiminde hayat bulabilirdi. İşte bu yüzden, 29 Ekim 1923’te kurulan yeni devletin adı Türkiye Cumhuriyeti oldu.


Ancak demokrasi, bağımsızlık, özgürlük gibi büyük fikirlerin hayata geçirilmesi Kurtuluş Savaşını kazanmak kadar zordu.
Her şeyden önce halk yıllardır savaştaydı. Yani bazı çocuklar hayatlarında savaştan başka bir şey görmemişti. Eğitimli kişilerin sayısı yok denecek kadar az, geçim kaynakları çok kısıtlıydı.

O halde önce ülkenin her yerine çağdaş eğitim veren okullar açılmalı, çocuklar okuyup özgür fikirli ve özgür vicdanlı bireyler olarak yetişmeliydi.

Demokrasi demek eşitlik demekti. O halde o güne kadar yönetimde söz hakkı olmayan kadınlar da cumhuriyet sistemine dahil edilmeliydi.

8 Şubat 1935’te yapılan ilk genel seçimlerde seçilen 399 vekilden 17’si kadındı.
Yukarıdaki fotoğrafta ilk kadın milletvekillerimizden birkaçını görebilirsiniz.
Bugün meclisteki kadın milletvekili sayısının kaç olduğunu biliyor musunuz?
Dini, dili, ırkı ne olursa olsun herkesin kanunlar önünde eşit sayılması için hukuk sistemi yenilenmeliydi.

Bitmeyen savaşlar yüzünden fakir ve sağlıksız durumdaki halk için iyi bir sağlık sistemi kurulmalı, geçim kaynakları zenginleştirilmeliydi.
İşte tüm bunlar Cumhuriyet’in ilanından sonra yapılan Atatürk devrimleriyle gerçekleşebildi.
Yani kısaca:
Türkiye Cumhuriyeti’ndeki “cumhuriyet” kelimesinin anlamı
demokrasi, laiklik, bağımsızlık, özgürlüktür;
Atatürk devrimleridir.


Sorularını yaz gönder
Yazıda değinilen konu ve kavramlarla ilgili sorunuz varsa, aşağıdaki yorum kutusuna yazın.
Sorularınızın turşusunu kurup, yanıtları yayınlayalım!
Paylaşmak güzeldir. Yazımızı başkalarıyla da paylaşın:

Yazıda değinilen alanlar:
Bu yazıda değinilen alanları sizin için aşağıya topladık.
Hangisi daha fazla ilginizi çektiyse, onunla ilgili diğer yazılara göz gezdirmeye ne dersiniz?